1924’lerde Kapiyna’dan-Bizova’dan-Fuştan’dan ve diğer Karacoava’ya bağlı köylerden mübadele yolu ile gelenler,Yunanistan’a muhacir edilen Rumların boşalttığı Vezirhan’a yerleştiklerinde, Apti Hoca, İbrahim hoca, Şerif İsmail ağa ve yerleşik birkaç Türk’le karşılaşırlar.
Karacaova’dan gelenlerin hiç birisi Türkçe bilmez ve Resmi dairelerde iş bulamazlar.Ya davarcılık ya çitçilik yapacaklar.İpek böcekçiliğinede çok yabancılar… Ne yapsınlar ,memleketten para getirenler esnaflık,getiremeyenler çiftçiliğe başlarlar.
Yerleşik Manavlardan Abdi Hoca’nın büyük bir değirmeni var, Muhacırlardan Hasan Dinkci’yede devlet Rumlardan kalma şimdiki karakolun altındaki değirmeni verir.Yine muhacırlardan Hacı Sela’da bakkaliye yanında gaz yağı teneke içinde benzin ve tuzculukla iştigal eder. Öte yandan Hasan Dinkci’nin oğulları Ali ve Cemal Dinkci bakkal-kıraathane ve Vezirhan’a ilk oteli kurarlar. Hasan Dinkci zengindir artık altına bir araba çeker, Gölpazarı yolunu , Sakarya üzerinede ilk köprüyü yapar. Bu arada zenginleşen Hacı Selanın kızını,oğlu Cemal’e alarak dünür olurlar….İki aile birleşeceklerine birbirlerine rakip olurlar ve hacı Sela hemen bir otel ve kıraathaneyi açar, Damadının bakkaliyesi var Hacı Sela’da açar, Damadının Kahvehanesi var , Hacı Sela dururmu o’da çar. Nemi olurlar? Batarlar….
Yine Memleketten para getirebilenlerden Sebahattin Çakan’ın babası Hafız Çakan, Kamil Solmaz’ın babası Softa Mehmet, Mehmet Gergin’in dedesi Yusuf Gergin, İsmail Baş’ın babası ve Amcası kabzımallık yaparlarken, Ali Arıtaş’ın dedesi Kaporoz Mustafa bakkal ve kahvecilik, Celal Arıtaş’ın kayınpederi Osman aga daha Türkler Almanya’ını adını ve yerini bilmezken, uyanıklığı ve becerikli olmasından dolayı Alman Osman lakabını alır.
Alman Osman ,Cumhuriyet meydanındaki çeşmeyi ve eski köy binasını yapanlardandır. Erol Umutlunun dedesi Abdullah Umutlu nakliyecilik ve bakkaliye, Zeki Çakmak’ın babası Çakmak Hasan besicilik, kasaplık ve celeplik, Ahmet Balcı’nın babası Mehmet bey kasaplık, Eski pehlivanlardan Davulcu Yusuf fırıncılık, Mehmet Tecik’in babası Fuştanka Ali ise İstasyon camiine imam olur, ama Türkçe’si kıt olduğundan Cuma ve Bayram hutbelerinde oldukça zorlanır ve Ter dökerdi.